
Uzun zamandır düşünüpte dile dökemediğim düşüncelerimi bir yazarımız çok güzel dile getirmiş. Ondan istirham ederek yazısını sizlerle de paylaşmak istiyorum.
Sakalını bırak fikrine bak
Ramazan ayında halkımızın din duyguları daha bir coşuyor.
Oruç ayında bu durum normaldir.
Fakat; ibadetin anlamını doğru kavramak gerekiyor. Bundan amaç, daha iyi bir kul/birey/insan olmaktır.
Bilinmelidir ki bir Müslüman oruç tutsa, Allah'ın şanı artmaz; tutmasa da eksilmez.
İbadet; kişinin nefsini ıslah etmeye yöneliktir.
Yani oruç, namaz, hac, ham insanın pişirilmesi için getirilmiş yaptırımlardır. Bunu, öyle bir yapacaksınız ki gösteriş olmayacak.
İbadeti gösteriş için yapanların hali mi?
Allah o konuda çok derin uyarıda bulunuyor. Okuyun Maun Suresi'ni... Diyor ki 'Vay o namazı gösteriş için kılanlara!'
Bu gösteriş kime yapılır?
Bir: Çevrenizdeki insanlara. Bakın ben ne iyi Müslümanım, gösterisi...
İki: Allah'a... Bak ben ne iyi kulum, gösterisi...
Namaz ve diğer ibadetler eğer bir çıkar karşılığı yapılıyor ise işe yaramaz.
Cennet için yapılanla işe girmek için yapılan ibadet aynı anlama sahiptir...
Hakkı sevdiğiniz için yaptığınızdır, makbul olan FİKRİNİ UNUTTUNUZ Peygamberimizin sakalı, şimdi il il gezdiriliyor. Millet de bu mübarek ayda daha fazla sevap kazanmak için o sakalın peşine düşmüş. Geçenlerde Hakkari'de halk, birbirini ezmiş.
Ey Müslümanlar!
Kutsal olan o sakal değil, onu taşıyan insandı.
O insana kutsallık veren de taşıdığı fikirler; yaptığı işlerdi.
Sizler, Sakal-ı Şerif, Hırka-i Şerif peşinde koşacağınıza, onun sahibi Hz. Muhammed nasıl bir insandı; onu öğrenin.
Görüyorum ki artık Peygamberimizin adı var, kendi yok.
Çünkü; onun adına fetva verenler; şimdi onun dinini çürütmek için Hıristiyanlarla ve Yahudilerle el ele çalışıyorlar.
Ey Müslümanlar!
Size namazı, orucu, haccı da devreye sokarak iyilik yapmayı, yetimi korumayı, devlet malı yememeyi, kul hakkıyla ölmemenizi ve başka güzel davranışları öğütleyen peygamberinizin yolunda mısınız?
Eğer onu seviyorsanız; sakalıyla hırkasıyla kendinizi kandırmayın.
Hz. Muhammed; İslam dinini; zalimlerin düzenine karşı hakça bir düzen getirmek için tebliğ etti.
Bunun için acılara katlandı; ölümle burun buruna geldi kaç kere.
Rüşveti, parayı reddetti.
'Bir elime güneşi, bir elime ayı koysanız, yine bu yoldan dönmem!' dedi.
Ya sizler?
Bir elinize doları, öbürüne euro'yu koyuyorlar; yoldan çıkartıyorlar.
Peygamberimiz; Müslüman kardeşliğini temel ilke yaptı.
Sizlerin içinizden bazıları şimdi Müslümanları düşman ilan ediyor; Hıristiyanları; Yahudileri onlara tercih ediyor.
İnanmıyor musunuz?
Irak'ta ABD emperyalizmine karşı vatanlarını savunan Müslümanlara, terörist diyen ne olur?
Hıristiyan ve Yahudi dostu olmaz mı?
Müslüman düşmanı olmaz mı?
El cevap: Elbette olur...
Peki böyle Müslüman da var mıdır?
El cevap: Elbette vardır...
Hem de bunlar; her yerde din-iman konusunda nutuk atanlardır.
Bunlar; Mustafa Kemal'e deccal diyenlerdir.
Bunlar; 'Diyalog ve hoşgörü' adı altında kurarlar bu tuzağı.
Amerika tarafından korunurlar.
Ticarette, siyasette önleri açılır.
Cepleri paralıdır...
Ramazanda oruç tutar, ihlaslı gözükürler.
Velakin; 'La ilahe illallah', dedikten sonra 'Muhammedün resullallah' demeye gerek yoktur. Böyle dersek Hıristiyanlarla ve Yahudilerle diyaloğumuz bozulur.' derler.
Bunların şeyhleri de Amerika'da yaşar.
Adamlarının bir eli yağda bir eli baldadır ya...
Bunlar; Amerika'daki şeyhlerini müthiş tutarlar.
'Bire kavuklu, Müslüman isen orada ne işin var; gel halkın içine. Müslümanlara Amerika'yı kaptan yapmaya kalkışma!' desen adamları yeri göğü inletir.
Hz. Muhammed'i bile öyle savunmazlar.
Milletin önüne bir sakal, bir hırka koyarak halkı böyle avuturlar.
Ve Hz. Muhammed'i böyle unuttururlar...
Bu fikrime karşı çıkanlara soruyorum: Halk, sakal veya hırka için gösterdiği çabanın binde birisini Peygamberimizin fikri için gösteriyor mu?
(alıntıdır)
|